Kefene Yazılan Dua Cübbeli Ahmet Hoca – Kefenin İçine Dua Konur Mu

Kefene Yazılan Dua Cübbeli Ahmet Hoca konusunu inceleyeceğimiz bu yazıda sadece bu konuyu değil aynı zamanda Kefenin İçine Dua Konur mu ve Cübbeli Ahmet Hoca Yanmaz Kefen Satıyor mu sorularının cevaplarını detaylarıyla beraber sizlere anlatacağız.

Ayrıca Yanmaz Kefen Hikayesi ve Sultan 2. Abdülhamid Han hazretlerinin göğsüne koydurduğu dua gibi dini bilgileri detaylı bir şekilde bu yazıda bulabilirsiniz.

Kefene Yazılan Dua Cübbeli Ahmet Hoca

Kefene Yazılan Dua, Esma-i İdrisiyye Şerhi’nin 18. ism-i şerifinde geçmektedir. Kefene Yazılan Dua Cübbeli Ahmet Hoca, tarafından kabirdeki azaba karşı kefen bezine yazılmasını tavsiye etmiş olduğu dualardan birisidir. Kefen duası, Kabe örtüsünden veya ceylan derisinden bir parça üzerine misk ve safran kullanılarak arapça harflerle kefene yazılıp ardından ölü defnedilirse; bu kefenle defnedilen ölü Allah’ın izniyle kabrinde rahat eder, azap görmez, kabir suali çabuk geçer ve bedeni kabirde çürümez. Cübbeli Ahmet Hoca’nın 38 nüshadan tercüme ettiği Kefene Yazılan Dua:

  • Ya Deyyanel ıbadi küllün yekumü hadıan lirehbetihi ve rağbetihi Ya Deyyan
Kefene Yazılan Dua
Kefene Yazılan Dua

Kefenin İçine Dua Konur mu

Alimlerimiz, kefenin içine dua koymanın bir sakıncasının olmayacağını birçok kaynakta belirtmiştir. Kefenin içine konulan dua, aşağıda vereceğimiz kaynaklar esas alınarak Cübbeli Ahmet Hoca tarafından tercüme edilerek Müslümanlar için arz edilmiştir.

Kefene yazılması tavsiye edilen Ya Deyyan duası, Allah-u Teala’nın isimlerindendir. Bu esmanın bahsi geçen konuda kullanılması, Evliyaullah alimlerimiz tarafından tavsiye edilmiştir. Peki Evliyaullah’dan birisinin böyle şeyleri söyleme hakkı var mı?

Öncelikle bu soruya Kur’an ayeti üzerinden cevap verelim. Allah-u Teala A’râf Suresi 180. Ayetinde: “En güzel isimler Allah’ındır ona güzel isimleriyle dua edin. Allah’ı o isimlerle adlandırın ve O’na onlarla yalvarın.” diye buyurmaktadır. Allah-u Teala bir kimseye bir amelinden dolayı azap edebilir. Yine aynı şekilde bir kimseye amelinden dolayı da rahmet edebilir. Rabbimizin rahmeti ve azabı, bizim amellerimizin arasında gizlidir. Bu hususta örnek bir hadisi şerif verecek olursak Peygamber efendimiz: “Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyunuz.” diye buyurmuştur.

Ebu’d-Derda (ra) hazretleri tarafından nakledilen; Buhari, Tirmizi, Ebu Davud, İbn Mace ve Mukaddime kaynaklarında geçen bir hadisi şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyuruyor: “Alimler peygamberlerin varisleridir. Hiç şüphe yok ki peygamberler, ne gümüşü ne de altını miras olarak bırakırlar. Şüphesiz peygamberler miras olarak ancak ve ancak ilim bırakırlar.”

Buhari ve Müslim kaynaklarından nakledilen ve ittifak edilen bir diğer sahih hadisi şerifle devam edelim. Bir keresinde Resulullah efendimiz mezarlıkta iki kabrin yanına uğradı ve şöyle buyurdu: “Bu mezarın içinde yatanlar kabir azabı çekiyorlar. Hem de büyük bir günahtan azap çekmiyorlar. Bunlardan birisi, söz taşırdı diğeri de küçük abdestini yaparken üzerine idrar sıçratıp gereken temizliği göstermezdi.” Şevkat ve merhamet sahibi, Peygamber efendimiz bu olayın üzerine sahabeden yaş bir hurma dalı istedi. Bu hurma dallarını ikiye bödükten sonra, her iki mezarın üzerine dikti ve: “Allah-u Teala, şefaatimle bu iki hurma dalı kuruyana kadar, yaş durdukları müddetçe o kişilerin kabir azaplarını hafifletir.” buyurdu.

Not: Bu fiil sadece Hz. Muhammed aliyisselatü vesellam efendimize has bir durumdur. Mezarlıkların üzerine herhangi bir şey dikilmesi doğru değildir.

Riyazüs Salihin ve Müslim’de geçen bir diğer hadisi şerifte Peygamber efendimiz, alimlerimize güzel bir yol tutturma müsaadesi vermiştir. Hatta sahabenin kendilerine ilham olan, Kuran’a ve sünnete zıt düşmeyen zikirlerine karışmamış ve kabul etmiştir. Sahabeye “benden bunları duymadınız, neden bu zikirleri yapıyorsunuz?” dememiştir.

Bu duanın şerhinde anlatılan; dua yazılmış kefeni giyenin azap görmeyeceği, kabir sualinin çabuk geçeceği ve bedeninin kabirde çürümeyeceği itikad şartlarına bağlıdır. Bir insanın itikadı bozuksa, namaz kılmıyorsa, imansız ölmüşse, gavur gitmişse o adamın kefenine isterseniz Kuran-ı Kerim’in tamamını yazdırın bir şey değişmez. Yine o kişi günahıyla yanacaktır.

Ayrıca bahse konu olan duanın faziletleri, ulema tarafından kaynaklarda apaçık bir şekilde beyan edilmiştir. Bu hususta Allah herkese inanma ve inanmama özgürlüğü vermiştir. İsteyen inanır amel eder, isteyen inanmaz. Bu bir inanç meselesidir ne vaciptir ne de farzdır.

Bu dua aşağıdaki kaynaklarda yazmaktadır:

  • Şihâbüddîn es-Sühreverdî, Şerhu’l-esmai’l-erbain, Yazma Nüsha, Ayasofya, no: 377, verak: 113,
  • Ayasofya, no: 3358, verak: 145-146
  • Yazma bağışlar, no: 2773, verak: 8-9
  • Beyazıd Devlet, no: 1256, verak: 16
  • Muhammed ibni Hatiruddin, el-Cevahirü’l-Hamse kitabı, sayfa: 242-244
  • Allame Şeyh Muhammed et-Tunusi, er-Ravzatü’s-sündüsiyye fi’l-esmai’l-İdrisiyyeti’s-Sühreverdiyye, sayfa: 31-32
  • Fazlullah Muhammed ibnü Eyyub, Fetave’s-sufiyye, verak:141

Sonuç olarak Kefene Yazılan Dua Cübbeli Ahmet Hoca esması sağlam kaynaklara dayanılarak tercüme edilmiştir. Tasavvufta bu konulara inanan Müslümanlar, bu dua ile Allah’ın yardımını niyet ederek amel edebilir. Ayrıca bu faziletler Müslümanlar için geçerlidir. Kefen bir vesiledir ve her şey Allah’ın izniyle gerçekleşir.

Cübbeli Ahmet Hoca Yanmaz Kefen Satıyor mu

Cübbeli Ahmet Hoca için yanmaz kefen satıyor diyenlere cevap vermek istiyoruz. Cübbeli Ahmet Hoca Yanmaz Kefen Satmıyor. Kabirde yanmayan kefen diye bir kefen yoktur. Ahmet Hoca, özellikle fetö tarafından sürekli iftiraya uğramış ve itibarsızlaştırma suikastı yaşamıştır. Yanmaz kefen ve rüyada peygamber gösteren terlik uydurmadır, yalandır, iftiradır ve gerçekle asla bir ilgisi yoktur.

Yanmaz Kefen Hikayesi

Şihâbüddîn es-Sühreverdî ve Süleymaniye yazma eser kütüphanelerinde 38 yazma nüshada geçen bu dua hakkında her şeyi sizlere anlattık.

Cübbeli Ahmet Hoca yıllardır videolarında, yanmaz kefen terlik konusunda iftiralara cevap vermiştir. Cübbeli Ahmet Hocaefendi’nin, yanmaz kefen hikayesi hakkında açıklaması şu şekildedir:

“Ben, kaynaksız bir iş yapmadım. Ben, yanmaz kefen diye bir şey konuşmadım. Ben ulemanın uyguladığı bir şeyi nakil olarak paylaştım. Benim buna muhtaç değilim. Benim paraya ihtiyacım yok. Bu meselelere inanan kişilere de, inanmayan kişilere de bir şey demiyorum. Bunlar asla hurafe değildir. Biz bunlara tasavvuf olarak inanıyoruz. Ben bunları bir kitabımda yazmış olabilirim. Bunlara inanmak İslam’ın şartı değildir. Bunları reddediyorum diyen kişiye, sen yanlış yapıyorsun demeyiz yani. Ama inan kişilere de saygı gösterebilirsiniz. Göstermiyorsanız da göstermeyin bana ne yani. Ben, bu konular için iman şartı demiyorsam, niye inanmıyorsun demiyorsam, zorlamıyorsam siz benim kitabımı okuyup delil göstermeden iftira atamazsınız. Tercüme ettiğim kitaplarda ve kaynaklarda bu faziletler bulunuyor. Ayrıca bu konularda kitaplarımda var. O kitaplarda kaynaklarıda yazdım. Beni sevenler tarafından bu konu hakkında talepler geldi. “Hocam biz hakiki safran mürekkebi ve diğer şeyleri bulamıyoruz. Bu kefen işini yapmak istiyoruz. Yalan yanlış yazarız, günaha vebale girmeyelim. Bu kefeni millet bizden istiyor. Bize bu konuda aracı olur musun?” diye sordular. Bunun üzerine ben de tarif niyetine aracı oldum ve reberlik ettim. Bu olay gerçekleştikten sonra yine benden rica ettiler. “Hocam 200 kefen hazır haberi sen duyurur musun” dediler. O zamanlar televizyon yok, sohbetlerimin kaydı yok. Videolarımızı da hayrına sevenlerimiz çekiyor. Kefenleri talep edenlerin haberleri olsun diye ben de konuşmamda bu konudan bahsettim. 200 kişinin talebi üzerine hazırlanan kefenlerin geldiğini haber ettim. İnsanlara faydalı olmayı seven bir insanım. Günümüz piyasasında orijinal safran mürekkebi, ceylan derisi ve Kabe örtüsü bulmak çok zor. Bu kefenler, 200 kişinin talebi üzerine bir kereliğine 60 ilmek yapıldı. Bu kefenlerin sürümü yok. Bu kefenleri yapanda ben değilim. Talep üzerine ben bu işte bir kere aracı oldum. Bu kefenden kendime bile ayırmadım. Zaten bu kefenlerin birçoğu hediye olarak dağıtıldı ve ismi yazılan kişilere iletildi. Kullanılan malzemelerin çıkan bütçesine göre fiyatı da 200 tl olarak belirlenmişti. Daha sonra kefen konusu istismar edildi. Bu işi Bursa’da hac malzemeleri satan bir adam istismar etmiştir. Ardından Bursa’da ve internette 360 TL’ye yanmaz kefen satmaya başlayan kişiler çıktı. Bu konu medyada dile getirildi. Bana hesap sorulmaya başlandı. Ben bu adamları tanımam etmem. Bu işi yapanlara da, bana iftira atanlara da hakkımı helal etmiyorum. Bu kefenler beni sevenlerin talebi üzerine yapıldı. Yanmayan kefen diye bir konuşmam yok. Benim ne dükkanım var ne bunları satmışlığım var ne de satan adamım var. Allah-u Teala kulunun ameline bakar, o kul günahkarsa onu kimse kurtarmaz” dedi.

Ölünün Göğsüne Konulan Dua

Tabiin ulularından müctehid İmam Tavus ve Sultan 2. Abdülhamid Han ölmeden önce vasiyetleri üzerine, kefenlerinin göğsüne şu dua konulmuştur:

  • Allâhümme fâtırassemâvâti vel ardı âlimel ğaybi veşşehâdeh. Errahmânerrahîm. İnnî a’hedü ileyke fî hâzihil hayâtiddünyâ enneke entallâhu lâ ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerîke lek. ve enne Muhammeden abdüke ve rasûlük. Felâ tekilnî ilâ nefsî feinneke in tekilnî ilâ nefsî tüqarribnî mineşşerri ve tübâidnî minel hayri ve innî lâ esiqu illâ birahmetike fec-al rahmeteke ahden lî tüeddîhi ileyye yevmel qıyâmeti inneke lâ tuhliful mîâd.

Yanmaz Kefen Hikayesi ve Kefenin İçine Dua Konur mu konularını en doğru şekilde sizlere anlatmaya çalıştık. Aşağıda yer alan yazılarımızda Kefene Yazılan Dua Cübbeli Ahmet Hoca yazımızla benzerdir.

bilgilarus.com adresinden de diğer yazılarımıza ulaşabilirsiniz.

5/5 - (2 votes)
Photo of author

Bilgilarus

2021 tarihinden bu yana doğru bilgiler ile siz değerli ziyaretçilerimize faydalı olmak adına çalışmaktayım. Mevla imkan verdiğince çalışmaya devam edeceğiz. Selam ve Dua ile.
Yorum yapın